Tel: 0 224 239 65 06 - 0 224 239 65 07 - 0 224 239 53 35 Gsm: 0 530 875 14 79
“Bel ve Boyun Fıtığı hastalarının%98’i ameliyatsız yöntemlerle iyileşmekte olup,
ameliyat sadece hastaların %1-2’sinde gerekmektedir.”

Refleksoloji

 

Refleksoloji, bugün tamamlayıcı tıp dediğimiz tedavi metodları arasında yer almaktadır. Ellerimiz, ayaklarımız, gözbebeklerimiz ve kulaklarımız vücudumuzun bir çeşit haritasını taşımaktadır. Yani her organın el, ayak, gözbebeği ve kulaklarda yansıdığı bir yeri bulunmaktadır. Refleksoloji bu bölgelerde bedenin tüm organlarına ve sistemlerine karşılık gelen refleks noktaları olduğu ve bu noktaların beden anatomisinin aynası olduğu prensibine dayanır.

Özel el ve parmak teknikleriyle bu refleks noktalarına baskı uygulanarak sinir uçlarının uyarılması ile ortaya çıkan elektro-kimyasal mesaj, batı tıbbının açıklamasına göre nöronların yardımı ile bu noktalara denk gelen organlara taşınır. Böylece bu organlar da düzenli çalışmaları yönünde uyarılmış olur. Doğu tıbbına göre ise üzüntü, stres, hastalıklar ve travmalar nedeniyle vücuttaki enerji kanallarında ( meridyenler ) oluşan tıkanıklık veya akışta yavaşlama-hızlanmalar sonucunda kimi organ gerektiğinden daha az, kimisi de daha fazla enerji alır. Bu dengesizlik zamanla organların görevlerini iyi yerine getirememesine ve hastalıklara yol açar. Refleksoloji, bu baskı uygulamaları ile vücuttaki enerji kanallarındaki ( meridyenler ) tıkanıklıkları açmakta, vücuttaki enerjinin organlara dengeli bir biçimde yayılmasını sağlayarak vücudu sağlık ve dengeye yöneltmektedir. Refleksoloji seansları tedavi amaçlı olduğunda haftada 1-2 seans uygulanmakta olup, rahatsızlığın derecesine göre tedavi süresi hafif vakalarda 2-3, orta ise 4-5, ileri vakalarda 8-12 seans arasında değişmektedir. Tedavi amaçlı uygulamalarda refleksolojinin akupres ( şiatsu ) veya akupunktur ile kombine terapi şeklinde uygulanması tedavinin etkinliğini artırmaktadır. Ancak bazı hastalıklarda ( özellikle nörolojik ve psikolojik olanlar ) 20 seans ya da 6 ay gibi daha uzun süreler gerekebilmektedir. Sadece genel rahatlama ve zindeliğe katkı amacı ile refleksoloji yapılacak ise haftada bir'den ayda bir'e kadar değişen, kişiye özel aralıklarda uygulanabilir.

Hastalıkların gelmesini beklemeden vücudumuza gereken özeni göstermemiz gerekir. Sağlığımız için doğru beslenme, düzenli egzersiz, vücudumuzu rahatlatıcı ve ruhumuza huzur getirecek etkinliklere ( masaj, meditasyon, yoga, vb..) yer vermek gereklidir. Hekime hasta olunca gitmek yerine, hasta olmayı beklemeden vücudumuza özen göstermek bize hem daha kaliteli hem de daha uzun bir yaşam kazandırır. Düzenli refleksoloji seansları da vücut ve zihin bakımı için son derece yararlıdır.

 

Refleksolojinin Yararları

  • Kişide rahatlama ve gevşeme sağlar.
  • Vücudun toksinlerden arınmasına yardımcı olur.
  • Kan ve lenf dolaşımına katkıda bulunur.
  • Ağrı kesici ya da azaltıcı etkisi vardır. Kaslardaki spazmları azaltır.
  • Vücut organlarının formda ve düzenli çalışmasına yardımcı olur.
  • Adet sancılarında, stres kökenli baş ağrılarında ve eklem ağrılarında etkilidir.
  • Hormon sorunları, astım, sindirim sistemi, yüksek tansiyon, idrar torbası, böbrek, mide-bağırsak v.b. çeşitli iç organ rahatsızlıklarında tedaviye yardımcıdır.
  • Dikkat eksikliği, algılama, hafıza ve öğrenmeye katkı sağladığı belirtilmektedir.
  • Stresin azalmasıyla anksiyete ve depresyonda rahatlatıcı etkiye sahiptir.
  • Bebeklerdeki kolik tarzı karın ağrılarında etkilidir.
  • Yağ ve ter bezlerinin daha norma aktif çalışmasını ve ciltte nemlenmeyi sağlar.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı direnci artırır.

Refleksolojinin Tarihi

Yapılan araştırmalarda refleksolojinin çeşitli kültürlerde yüzyıllardan beri uygulandığı ve akupunktur ile aynı zamanlarda yani yaklaşık 5000 yıl önce ortaya çıktığı belirtilmektedir. Uzakdoğu refleksolojisinin özü, akupunktur da olduğu gibi enerji kanalları ( meridyenler ) terapisine dayanmaktadır. Çinliler'in yanı sıra refleksolojiye ait en eski dökümanlar İÖ 2500-2300 yıllarında Mısır'da bulunmuştur.

Batıda ise bazı Avrupa ülkelerinde milattan sonra 14.yüzyılda bir çeşit refleksoloji tedavisinin uygulandığı belirtilmekte olup 19.yüzyılın ikinci yarısında ise Amerika'da Dr.Fitzgerald Zone Therapy'nin ( bölge tedavisi ) kurucusu olarak ortaya çıkmıştır. Daha sonra Dr. Joseph Riley ve asistanı Eunice Ingham'ın ( 1879-1974 ) katkılarıyla bugünkü batı refleksolojisinin temelleri atılmıştır.

Bölge ve Meridyen terapilerinin ikisi de, her organın ayağa ve ele yansıdığı bir yeri olduğunu ve aynı dilimdeki ya da aynı meridyendeki organların birbirleriyle bir enerji ilişkisi içinde olduklarını savunur. Refleksoloji yöntemi bugün başta Çin, Tayland, Japonya, ABD, Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyada birçok ülkede yaygın olarak uygulanmaktadır. Türkiye' de ise refleksoloji yöntemi son yıllarda duyulmakta ve yaygınlaşmakta olup, 1990 yılından beri Türkiye'de manuel ( elle ) tedaviler alanında faaliyet gösteren Manuel International, 2001 yılından beri refleksoloji yöntemini de ilk uygulamaya başlayan ve devam eden merkezlerden biri olmuştur.